İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, Dünya Kenti İzmir Derneği tarafından düzenlenen ”Kent Diplomasisi ve İzmir” adlı sertifika programına katıldı. Başkan Soyer, ”Geleceğin şehirleri kendi içine kapanmış, kendini doğasından ve geçmişinden koparmış yerler değil, nefes alan coğrafyalar olacak” dedi.İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, Dünya Kenti İzmir Derneği (DİDER) tarafından ”Kent Diplomasisi ve İzmir” adıyla düzenlenen sertifika programının açılışına katıldı. Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi’nde (AASSM) yapılan programa Başkan Tunç Soyer, İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü Rektörü Prof. Dr. Yusuf Baran, Dünya Kenti İzmir Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Güler, akademisyenler ve öğrenciler katıldı.”Dünyamız bir gezegen şehre dönüşüyor”Günümüz dünyasında kent diplomasisinin büyük önem kazandığını söyleyen Başkan Soyer, ”Şehirler dünya halkları arasındaki bağların güçlenmesinde büyük öneme sahip. Geleceğin dünyası şehirler dünyası olacak. Kent diplomasisi adı altında yeniden güçlenen ve dünyadaki ilişkilere yön vermeye başlayan bu sürecin en temel sebeplerinden biri, dünyadaki nüfusun büyük metropoller ve kentlerde yoğunlaşması. Bu durum İzmir gibi milyonluk metropollerde yaşayan insanlara ve dünyanın belediye başkanlarına yepyeni sorumluluklar yüklüyor. Evet, milyarlarca insan artık şehirlerde yaşıyor. Fakat şehirlerde yaşarken ormanların ürettiği oksijeni soluyoruz. Kırlarda yetişen gıda ürünlerini kullanıyoruz. İthalat ve ihracat yoluyla dünyanın uzak ülkelerine bağlanıyoruz. O ülkeler üzerinde ekolojik ve ekonomik ayak izi bırakıyoruz. Dünyamız artık bir ’gezegen şehre’ dönüşüyor. Ve biz, hepimiz, bir dünya vatandaşıyız. Bu nedenle kent diplomasisine her zaman olduğundan da fazla ihtiyacımız var. Şehirlerin kurumları ve tüm insanları arasında, koruyucu, kucaklayıcı bir dil, bir başka iletişim biçimi kurmak zorundayız” dedi.”Yeni demokrasinin temellerini atacak”Rekabet ile hırs arasındaki ince çizgiyi çok iyi kavramış bir kent diplomasisine ihtiyaç olduğunu söyleyen Başkan Soyer, ”İnce çizgiyi geçmenin, yani hırsımıza yenik düşmenin hepimiz için ağır bir mağlubiyet olacağını görecek kadar olgun ve duyarlı olmalıyız. İklim krizinin içinden geçen bu gezegen şehir, dünyamız bizden bunu talep ediyor. Çevresini tarayarak, her nefesini yoklayarak ve attığı her adımın başka insanlar ve gezegenimiz üzerinde nasıl bir iz bıraktığını tartarak hareket eden gençler… Dünyamızı içinde bulunduğu bu yok oluş eşiğinden, onların kendi aralarında bulacakları çözümler geri döndürecek. Geleceğin şehirleri, kendi içine kapanmış, kendini doğasından ve geçmişinden koparmış yerler değil, nefes alan coğrafyalar olacak. Bir orman gibi veya bir nehir gibi, toprağı, göğü, karayı ve denizi birbirine bağlayacak. Geleceğin dünyası da bana sorarsanız böyle şekillenecek. Ele geçirme, ayırma, yarışma ve yenme duyguları üzerinden değil; paylaşma, birleştirme, dayanışma ve birlikte başarma duygularından beslenecek. Bir yandan dünyanın yeni kentlerini inşa ederken, diğer yandan doğanın haklarını da içine alan yeni demokrasinin temellerini atacak” şeklinde konuştu.Güler: ”İzmir Türkiye’nin Avrupa’sıdır”Dünya Kenti İzmir Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Ahmet Güler İzmir’in barışçıl, demokratik, üretken, dinamik, yenilikçi ve duyarlı yurttaşlarıyla Avrupa’daki bir şehirden farkı olmadığını söyleyerek ”İzmir Türkiye’nin Avrupa’sıdır. İzmir’in dünyaya açılması ve Akdeniz havzasında eski konumuna gelmesi için ortaya konulmuş vizyonun gereğini yapma görevi sadece resmi kurumlara verilemez. Devlet yapsın, belediye yapsın olmaz. Bu vizyon için sivil toplum kuruluşlarının rolü çok büyük. Dünya Kenti İzmir Derneği bu gereklilikler üzerine kuruldu” diye konuştu.Baran: ”Payımıza düşeni yapmaya hazırız”İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü (İYTE) Rektörü Prof. Dr. Yusuf Baran ise İzmir’in sivil toplum kuruluşları, yerel yönetimleri, kamu kurumları, dokuz üniversite, dört teknopark, altı teknoloji transfer ofisi, 20 bin akademisyen ve 168 bin öğrencisiyle büyük bir güce sahip olduğunu belirterek birlikten doğan güce değindi. Yusuf Baran, ”İzmir’in paydaşlarını bir araya getirip İzmir’den bütün dünyaya hem fiziksel hem bilimsel hem de kültürel köprüler kurmalıyız. İzmir’i dünyaya bilimsel ağlar üzerinden bağlamak, elimizde olanı vermek, ihtiyacımız olanı almak adına payımıza düşeni yapmaya hazırız” dedi.
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, Dünya Kenti İzmir Derneği tarafından düzenlenen ”Kent Diplomasisi ve İzmir” adlı sertifika programına katıldı. Başkan Soyer, ”Geleceğin şehirleri kendi içine kapanmış, kendini doğasından ve geçmişinden koparmış yerler değil, nefes alan coğrafyalar olacak” dedi.
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, Dünya Kenti İzmir Derneği (DİDER) tarafından ”Kent Diplomasisi ve İzmir” adıyla düzenlenen sertifika programının açılışına katıldı. Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi’nde (AASSM) yapılan programa Başkan Tunç Soyer, İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü Rektörü Prof. Dr. Yusuf Baran, Dünya Kenti İzmir Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Güler, akademisyenler ve öğrenciler katıldı.
”Dünyamız bir gezegen şehre dönüşüyor”
Günümüz dünyasında kent diplomasisinin büyük önem kazandığını söyleyen Başkan Soyer, ”Şehirler dünya halkları arasındaki bağların güçlenmesinde büyük öneme sahip. Geleceğin dünyası şehirler dünyası olacak. Kent diplomasisi adı altında yeniden güçlenen ve dünyadaki ilişkilere yön vermeye başlayan bu sürecin en temel sebeplerinden biri, dünyadaki nüfusun büyük metropoller ve kentlerde yoğunlaşması. Bu durum İzmir gibi milyonluk metropollerde yaşayan insanlara ve dünyanın belediye başkanlarına yepyeni sorumluluklar yüklüyor. Evet, milyarlarca insan artık şehirlerde yaşıyor. Fakat şehirlerde yaşarken ormanların ürettiği oksijeni soluyoruz. Kırlarda yetişen gıda ürünlerini kullanıyoruz. İthalat ve ihracat yoluyla dünyanın uzak ülkelerine bağlanıyoruz. O ülkeler üzerinde ekolojik ve ekonomik ayak izi bırakıyoruz. Dünyamız artık bir ’gezegen şehre’ dönüşüyor. Ve biz, hepimiz, bir dünya vatandaşıyız. Bu nedenle kent diplomasisine her zaman olduğundan da fazla ihtiyacımız var. Şehirlerin kurumları ve tüm insanları arasında, koruyucu, kucaklayıcı bir dil, bir başka iletişim biçimi kurmak zorundayız” dedi.
”Yeni demokrasinin temellerini atacak”
Rekabet ile hırs arasındaki ince çizgiyi çok iyi kavramış bir kent diplomasisine ihtiyaç olduğunu söyleyen Başkan Soyer, ”İnce çizgiyi geçmenin, yani hırsımıza yenik düşmenin hepimiz için ağır bir mağlubiyet olacağını görecek kadar olgun ve duyarlı olmalıyız. İklim krizinin içinden geçen bu gezegen şehir, dünyamız bizden bunu talep ediyor. Çevresini tarayarak, her nefesini yoklayarak ve attığı her adımın başka insanlar ve gezegenimiz üzerinde nasıl bir iz bıraktığını tartarak hareket eden gençler… Dünyamızı içinde bulunduğu bu yok oluş eşiğinden, onların kendi aralarında bulacakları çözümler geri döndürecek. Geleceğin şehirleri, kendi içine kapanmış, kendini doğasından ve geçmişinden koparmış yerler değil, nefes alan coğrafyalar olacak. Bir orman gibi veya bir nehir gibi, toprağı, göğü, karayı ve denizi birbirine bağlayacak. Geleceğin dünyası da bana sorarsanız böyle şekillenecek. Ele geçirme, ayırma, yarışma ve yenme duyguları üzerinden değil; paylaşma, birleştirme, dayanışma ve birlikte başarma duygularından beslenecek. Bir yandan dünyanın yeni kentlerini inşa ederken, diğer yandan doğanın haklarını da içine alan yeni demokrasinin temellerini atacak” şeklinde konuştu.
Güler: ”İzmir Türkiye’nin Avrupa’sıdır”
Dünya Kenti İzmir Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Ahmet Güler İzmir’in barışçıl, demokratik, üretken, dinamik, yenilikçi ve duyarlı yurttaşlarıyla Avrupa’daki bir şehirden farkı olmadığını söyleyerek ”İzmir Türkiye’nin Avrupa’sıdır. İzmir’in dünyaya açılması ve Akdeniz havzasında eski konumuna gelmesi için ortaya konulmuş vizyonun gereğini yapma görevi sadece resmi kurumlara verilemez. Devlet yapsın, belediye yapsın olmaz. Bu vizyon için sivil toplum kuruluşlarının rolü çok büyük. Dünya Kenti İzmir Derneği bu gereklilikler üzerine kuruldu” diye konuştu.
Baran: ”Payımıza düşeni yapmaya hazırız”
İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü (İYTE) Rektörü Prof. Dr. Yusuf Baran ise İzmir’in sivil toplum kuruluşları, yerel yönetimleri, kamu kurumları, dokuz üniversite, dört teknopark, altı teknoloji transfer ofisi, 20 bin akademisyen ve 168 bin öğrencisiyle büyük bir güce sahip olduğunu belirterek birlikten doğan güce değindi. Yusuf Baran, ”İzmir’in paydaşlarını bir araya getirip İzmir’den bütün dünyaya hem fiziksel hem bilimsel hem de kültürel köprüler kurmalıyız. İzmir’i dünyaya bilimsel ağlar üzerinden bağlamak, elimizde olanı vermek, ihtiyacımız olanı almak adına payımıza düşeni yapmaya hazırız” dedi.
Kaynak: (BHA) - Beyaz Haber Ajansı
Yorum Yazın