Abone ol
Kim derdi ki bir ton gübrenin altınla yarışacağını…
Gübre fiyatları geçen yıla oranla 7 kat artmış durumda. Bu artışın sebebi sadece dövizdeki artıştan kaynaklı değil aslında…
Temel neden Türkiye kendi gübresini üretemiyor. Hammadde olarak dışa bağımlıyız. Dolar kurunun 18 liradan 11 lira seviyelerine inmesinden sonra gübre fiyatlarında %20 indirim % 30 indirim haberleri gelmeye başladı. Ancak bu devede kulak. Neden mi?
Çünkü gübrenin hammaddesinde %90 dışa bağımlıyız. Gübrelerin %50’i Türkiye’de üretiliyor geri kalan %50 dışarıdan ithal ediliyor. Ancak hammadde olarak dışa bağımlıyız.
Doğalgaz, fosfat kayası, potas tuzu, amonyak, nitrik asit, sülfürik asit ve fosforik asit gibi maddeler, gübrenin hammadde ve ara girdileri ve Türkiye'de hammadde kaynakları bulunmadığından kimyasal gübre sektörü yüzde 90'nın üzerinde dışa bağımlı.
Tarım ve Orman Bakanlığı'nın verilerine göre Türkiye, azotu Çin, Mısır, Rusya ve İran'dan, fosforu, Kuzey Afrika'dan, potasyumu ise AB ülkelerinden ithal ediyor. (adsbygoogle = window.adsbygoogle || []).push({});
Eylül ayında Bloomberg HT'ye konuşan Gübre Üreticileri, İthalatçıları ve İhracatçıları Derneği (GÜİD) Başkanı Metin Güneş, birkaç madde halinde sıralamıştı.
Önceki dönemlerde gübre fiyatındaki artışın nedeni döviz kurundaki artışken, 2021'deki artışlarda yurt dışındaki gelişmelerin etkisi çok fazla.
Bu nedenlerden Türkiye'nin gübrenin hammaddesinin hemen hemen tamamında net ithalatçı olması.
Tüm dünyada emtia fiyatları arttıkça, amonyak, sülfürik asit, nitrik asit, fosforik asit gibi hammaddelerin fiyatı da artıyor ve bu Türkiye'deki gübre sektörünü olumsuz etkiliyor.
Bir diğer neden ise navlun fiyatları. Metin Güneş, "Bugün bir konteyner 2000 dolara gelirken bu, 10 bin dolar seviyesine kadar çıkmış durumda" diyerek açıklıyor durumu.
Tüm dünyada doğalgaz fiyatının artmasıyla, doğalgazı hammadde olan azotlu gübrelerin fiyat artışının da önüne geçilemedi.
Güneş'in sıraladığı bir üçüncü neden ise Hindistan, Latin Amerika ve Avrupa gibi bölgelerde gübreye talebin çok fazla artmış olması.
Yurt dışı kaynaklı dördüncü neden ise elektriğin pahalılaşmasıyla Rusya ve Çin gibi büyük gübre üreticilerinin fabrika kapatma ya da üretim kesintisi gibi önlemleri tercih etmesi. Arz kısılırken, talep yükseliyor. Bu da fiyatları uçuruyor.
Bölgemiz için muz ve çilek üretimi olmazsa olmaz. Muzun fiyatı ortada. Çilek ihraç edildiği için şu anda sorun gözükmüyor. Ancak döviz kurundan ziyade hammadde krizinin seyri nasıl devam edecek bunun seyrine göre gübre fiyatlarında bir değişimin olup olmayacağı belli olacak gibi…
Cedit ; Dolar Düştü Gübre Fiyatları Neden Düşmüyor
Soner Cedit / Anamur Manşet Köşe Yazarı ; Dolar Düştü Gübre Fiyatları Neden Düşmüyor
Kim derdi ki bir ton gübrenin altınla yarışacağını…
Gübre fiyatları geçen yıla oranla 7 kat artmış durumda. Bu artışın sebebi sadece dövizdeki artıştan kaynaklı değil aslında…
Temel neden Türkiye kendi gübresini üretemiyor. Hammadde olarak dışa bağımlıyız. Dolar kurunun 18 liradan 11 lira seviyelerine inmesinden sonra gübre fiyatlarında %20 indirim % 30 indirim haberleri gelmeye başladı. Ancak bu devede kulak. Neden mi?
Çünkü gübrenin hammaddesinde %90 dışa bağımlıyız. Gübrelerin %50’i Türkiye’de üretiliyor geri kalan %50 dışarıdan ithal ediliyor. Ancak hammadde olarak dışa bağımlıyız.
Doğalgaz, fosfat kayası, potas tuzu, amonyak, nitrik asit, sülfürik asit ve fosforik asit gibi maddeler, gübrenin hammadde ve ara girdileri ve Türkiye'de hammadde kaynakları bulunmadığından kimyasal gübre sektörü yüzde 90'nın üzerinde dışa bağımlı.
Tarım ve Orman Bakanlığı'nın verilerine göre Türkiye, azotu Çin, Mısır, Rusya ve İran'dan, fosforu, Kuzey Afrika'dan, potasyumu ise AB ülkelerinden ithal ediyor. (adsbygoogle = window.adsbygoogle || []).push({});
Şu tablodan bile anlaşılacağı üzere durum gerçekten vahim.
Eylül ayında Bloomberg HT'ye konuşan Gübre Üreticileri, İthalatçıları ve İhracatçıları Derneği (GÜİD) Başkanı Metin Güneş, birkaç madde halinde sıralamıştı.
Önceki dönemlerde gübre fiyatındaki artışın nedeni döviz kurundaki artışken, 2021'deki artışlarda yurt dışındaki gelişmelerin etkisi çok fazla.
Bu nedenlerden Türkiye'nin gübrenin hammaddesinin hemen hemen tamamında net ithalatçı olması.
Tüm dünyada emtia fiyatları arttıkça, amonyak, sülfürik asit, nitrik asit, fosforik asit gibi hammaddelerin fiyatı da artıyor ve bu Türkiye'deki gübre sektörünü olumsuz etkiliyor.
Bir diğer neden ise navlun fiyatları. Metin Güneş, "Bugün bir konteyner 2000 dolara gelirken bu, 10 bin dolar seviyesine kadar çıkmış durumda" diyerek açıklıyor durumu.
Tüm dünyada doğalgaz fiyatının artmasıyla, doğalgazı hammadde olan azotlu gübrelerin fiyat artışının da önüne geçilemedi.
Güneş'in sıraladığı bir üçüncü neden ise Hindistan, Latin Amerika ve Avrupa gibi bölgelerde gübreye talebin çok fazla artmış olması.
Yurt dışı kaynaklı dördüncü neden ise elektriğin pahalılaşmasıyla Rusya ve Çin gibi büyük gübre üreticilerinin fabrika kapatma ya da üretim kesintisi gibi önlemleri tercih etmesi. Arz kısılırken, talep yükseliyor. Bu da fiyatları uçuruyor.
Bölgemiz için muz ve çilek üretimi olmazsa olmaz. Muzun fiyatı ortada. Çilek ihraç edildiği için şu anda sorun gözükmüyor. Ancak döviz kurundan ziyade hammadde krizinin seyri nasıl devam edecek bunun seyrine göre gübre fiyatlarında bir değişimin olup olmayacağı belli olacak gibi…
Yorum Yazın