Abone ol
Anamur'da Sendikalardan Aşı Eylemi
Anamur'da Sendikalardan Aşı Eylemi
Eğitim Bir Sen,Türk Eğitim Sen,Eğitim Sen,Eğitim-İş , Likayet Sen , Anamur Temsilcilikleri
Anamur Çavuşpınarı Parkı'nda bir araya gelerek, ''TÜM EĞİTİM ÇALIŞANLARI AŞILANSIN. RİSK ALTINDAYIZ, ÖLÜYORUZ'' başlıklı ortak bir basın açıklamasında bulundular.
Basın açıklamasa şöyle;
BASINA VE KAMUOYUNA
TÜM EĞİTİM ÇALIŞANLARI AŞILANSIN. RİSK ALTINDAYIZ, ÖLÜYORUZ.
Pandeminin ülkemizde de yayılmasının üzerinden bir yılı aşkın süre geçmiştir. Alınması gereken tedbirler konusunda, eğitim emekçilerinin ve bileşenlerinin talep ve önerilerine rağmen, 15 Şubat’ta köy okullarında, 2 Mart’ta diğer bütün bölgelerde başlayan yüz yüze eğitimin, çok riskli bir sürece dönüşmesine yol açmıştır.
Tüm eğitim bileşenleri kaygıyla okula giderken ve hemen her gün bir yerlerde bir okul kapatılırken; öğrencilerimize, öğretmenlerimize, hizmetli ve memurlarımıza pozitif ya da temaslı teşhisi konulurken; MEB her şeyin yolunda olduğu algısıyla, yüz yüze eğitime katılımın ne kadar yüksek olduğunu açıklamaktadır. Birçok il ve bölge kırmızıya dönerken yapılan bu açıklamalar kaygı vericidir.
Yüz yüze eğitimin nitelikli bir şekilde yürütülebilmesi için eğitim emekçileri, öğrenciler ve veliler açısından eğitim-öğretim ortamlarının sağlıklı ve güvenli olması gerekmektedir. Bu güven duygusu onların eğitim ortamlarındaki psikolojik ve duygusal yeterlilikleri için önemlidir. Salgının giderek yükseldiği koşullarda eğitim emekçilerinin desteklenmesi gerekirken, halen aşı planlamasında 2. aşamanın 7. sırasında gösterilmeleri ve bir türlü öne alınmamaları, hem eğitim emekçileri hem de tüm eğitim çalışanları açısından çok ciddi riskler barındırmaktadır. Sendikalarımızın MEB’e yaptığı çağrılar, Sağlık Bakanlığı’na yaptığı başvurular olumlu sonuçlanmamıştır. MEB bu konuda harekete geçip Sağlık Bakanlığı ile ortak bir planlama yapıp kamuoyuna duyuracağına, kendisine başvuran eğitim emekçilerine “Sağlık Bakanlığı’na başvurun” demektedir.
15 Şubat’tan 4 Nisan’a kadar toplam pozitif ve temaslı öğretmen sayısı 2558, öğrenci sayısı 3379, hizmetli-memur personel sayısı ise 246’dır. 15 Şubat-4 Nisan arasında eğitim alanında hayatını kaybedenlerin sayısı 17’ye ulaşmıştır. Bu rakamlar buz dağının sadece görünen yüzüdür. Sendikalarımıza ulaşan sınırlı bilgilerle ortaya çıkan bu tablo bile tehlikenin boyutunun ne düzeye geldiğini gösterirken, elinde tüm veriler olan MEB ise ısrarla sayıları gizlemekte ve herhangi bir açıklama yapmamaktadır.
Önü alınamaz bir şekilde vakalar ve hasta sayıları tüm Türkiye’de hızla yükselirken eğitim alanında hiçbir tedbir alınmaması, yüz yüze eğitimin sürdürülebilirliğini tehlikeye atmaktadır. “Eğitim, önlemler alınarak yüz yüze yapılmalıdır.” diyen biz sendikalar olarak, yüz yüze eğitimin devamı için aşılamaların hızlanmasını ve tüm tedbirlerin alınmasını talep ediyoruz. Ölümle sonuçlanmasa dahi yaşı ilerlemiş veya bünyesi zayıf bireylerin vücutlarında kalıcı hasarlar bırakan Covid-19 salgınında, eğitim bileşenlerinin yaşamı ve sağlığı tehlikeye atılamaz ve bu riskli durum daha fazla sürdürülemez.
Mevcut koşullarda yüz yüze eğitimin devamı için taleplerimiz şunlardır:
Eğitimin tüm bileşenlerine iki doz aşılanması süreci hızla tamamlanmalıdır.
Eğitime ek bütçe oluşturulmalı, sağlıklı ve güvenli bir eğitim için ihtiyaç duyulan kadro atamaları yapılmalıdır.
Seyreltilmiş sınıf uygulamasını ortadan kaldıracak düzenlemeler yapılmamalıdır.
Maske ve hijyen malzemeleri konusunda sürekli ek takviyelerin yapılacağı bir düzenleme mutlaka planlanmalıdır.
Kalabalık okullarda, öğretmenler odası sayısının artırılması konusunda çalışma yürütülmelidir.
Kalabalık okullarda öğrenci ve öğretmen tuvalet sayılarının artırılması için çalışma yapılmalıdır.
Okullarda bir sağlık görevlisine gereksinme bulunmaktadır, bu ihtiyaca dönük çalışma yürütülmelidir.
Okullarda uygulanması gereken tedbirleri düzenli olarak denetleyecek ve eksikliklerin giderilmesi için çalışma yürütecek görevlendirmeler yapılmalıdır.
Eğitim bileşenlerinin sağlıklı ulaşımı için valilikler ve yerel yönetimlerle birlikte kapsamlı bir planlama hızla hayata geçirilmelidir.
Alınan önlemlerin kapsamı genişledikçe okullarımız kademeli olarak açılmalı, yaşamın tüm alanları kademeli bir şekilde normalleşme kapsamına alınmalıdır.
Eğitim alanında çalışanlara kendi görev tanımları ve uzmanlık alanı dışındaki işler verilmemelidir. Filyasyon görevi gibi hastalarla direkt temas halinde olacakları görevlendirmelerden vazgeçilmelidir. Denetim görevi de gönüllülük esasına dayanmalıdır.
Bizler tüm eğitimcilerin, öğrencilerimizin ve velilerimizin güven duygusu içinde yüz yüze eğitime devam edebilmeleri için aşı ve diğer tüm tedbirlerin bir an önce hayata geçirilmesi yönünde çalışmalarımızı arttırarak devam ettireceğimizin bilinmesini istiyoruz. Eğitim çalışanlarımızın ve öğrencilerimizin en temel hakkı olan sağlıklı ve güvenli bir eğitim ortamı için, mücadele etmeye devam edeceğiz.
Okullarımız ve çalışanlarımız bir bütünün birbirini tamamlayan
DEĞERLİ parçalarıdır .
İLKOKUL-ANA SINIFI-ANA OKULU ÖĞRETMENLERİ aşılanırken,
ÖZEL EĞİTİM ÖĞRETMENLERİ
REHBER ÖĞRETMENLERİ
BRANŞ ÖĞRETMENLERİ
YARDIMCI PERSONELLER
MEMURLAR ve İDARECİLERİN aşılanmaması hem yanlış hem de virüs yayılımına davetiye çıkarmaktır .
MEB ‘i uyarıyoruz!
AMAÇ SALGINI ÖNLEMEKSE TÜM EĞİTİM ÇALIŞANLARI BİRLİKTE AŞILANMALIDIR.
Çocuklar bizim en önemli değerlerimizdir. İyi bir eğitim vermenin yanı sıra, onların sağlığını korumak da hepimizin vazgeçilmez görevidir.
Sağlıksız eğitim olmaz. Bu seslenişimiz, bu çırpınışımız, kendi özlük haklarımızı korumak için değil, başta öğrencilerimiz olmak üzere, toplumun sağlığını korumak içindir.
Bizler eğitim emekçileri olarak, bu durumun her zaman takipçisi olmaya devam edeceğiz.
EĞİTİM BİR SEN, TÜRK EĞİTİM SEN, EĞİTİM SEN, EĞİTİM- İŞ, LİYAKAT SEN
ANAMUR TEMSİLCİLİKLERİ
(adsbygoogle = window.adsbygoogle || []).push({});
Anamur Çavuşpınarı Parkı'nda bir araya gelerek, ''TÜM EĞİTİM ÇALIŞANLARI AŞILANSIN. RİSK ALTINDAYIZ, ÖLÜYORUZ'' başlıklı ortak bir basın açıklamasında bulundular.
Basın açıklamasa şöyle;
BASINA VE KAMUOYUNA
TÜM EĞİTİM ÇALIŞANLARI AŞILANSIN. RİSK ALTINDAYIZ, ÖLÜYORUZ.
Pandeminin ülkemizde de yayılmasının üzerinden bir yılı aşkın süre geçmiştir. Alınması gereken tedbirler konusunda, eğitim emekçilerinin ve bileşenlerinin talep ve önerilerine rağmen, 15 Şubat’ta köy okullarında, 2 Mart’ta diğer bütün bölgelerde başlayan yüz yüze eğitimin, çok riskli bir sürece dönüşmesine yol açmıştır.
Tüm eğitim bileşenleri kaygıyla okula giderken ve hemen her gün bir yerlerde bir okul kapatılırken; öğrencilerimize, öğretmenlerimize, hizmetli ve memurlarımıza pozitif ya da temaslı teşhisi konulurken; MEB her şeyin yolunda olduğu algısıyla, yüz yüze eğitime katılımın ne kadar yüksek olduğunu açıklamaktadır. Birçok il ve bölge kırmızıya dönerken yapılan bu açıklamalar kaygı vericidir.
Yüz yüze eğitimin nitelikli bir şekilde yürütülebilmesi için eğitim emekçileri, öğrenciler ve veliler açısından eğitim-öğretim ortamlarının sağlıklı ve güvenli olması gerekmektedir. Bu güven duygusu onların eğitim ortamlarındaki psikolojik ve duygusal yeterlilikleri için önemlidir. Salgının giderek yükseldiği koşullarda eğitim emekçilerinin desteklenmesi gerekirken, halen aşı planlamasında 2. aşamanın 7. sırasında gösterilmeleri ve bir türlü öne alınmamaları, hem eğitim emekçileri hem de tüm eğitim çalışanları açısından çok ciddi riskler barındırmaktadır. Sendikalarımızın MEB’e yaptığı çağrılar, Sağlık Bakanlığı’na yaptığı başvurular olumlu sonuçlanmamıştır. MEB bu konuda harekete geçip Sağlık Bakanlığı ile ortak bir planlama yapıp kamuoyuna duyuracağına, kendisine başvuran eğitim emekçilerine “Sağlık Bakanlığı’na başvurun” demektedir.
15 Şubat’tan 4 Nisan’a kadar toplam pozitif ve temaslı öğretmen sayısı 2558, öğrenci sayısı 3379, hizmetli-memur personel sayısı ise 246’dır. 15 Şubat-4 Nisan arasında eğitim alanında hayatını kaybedenlerin sayısı 17’ye ulaşmıştır. Bu rakamlar buz dağının sadece görünen yüzüdür. Sendikalarımıza ulaşan sınırlı bilgilerle ortaya çıkan bu tablo bile tehlikenin boyutunun ne düzeye geldiğini gösterirken, elinde tüm veriler olan MEB ise ısrarla sayıları gizlemekte ve herhangi bir açıklama yapmamaktadır.
Önü alınamaz bir şekilde vakalar ve hasta sayıları tüm Türkiye’de hızla yükselirken eğitim alanında hiçbir tedbir alınmaması, yüz yüze eğitimin sürdürülebilirliğini tehlikeye atmaktadır. “Eğitim, önlemler alınarak yüz yüze yapılmalıdır.” diyen biz sendikalar olarak, yüz yüze eğitimin devamı için aşılamaların hızlanmasını ve tüm tedbirlerin alınmasını talep ediyoruz. Ölümle sonuçlanmasa dahi yaşı ilerlemiş veya bünyesi zayıf bireylerin vücutlarında kalıcı hasarlar bırakan Covid-19 salgınında, eğitim bileşenlerinin yaşamı ve sağlığı tehlikeye atılamaz ve bu riskli durum daha fazla sürdürülemez.
Mevcut koşullarda yüz yüze eğitimin devamı için taleplerimiz şunlardır:
Eğitimin tüm bileşenlerine iki doz aşılanması süreci hızla tamamlanmalıdır.
Eğitime ek bütçe oluşturulmalı, sağlıklı ve güvenli bir eğitim için ihtiyaç duyulan kadro atamaları yapılmalıdır.
Seyreltilmiş sınıf uygulamasını ortadan kaldıracak düzenlemeler yapılmamalıdır.
Maske ve hijyen malzemeleri konusunda sürekli ek takviyelerin yapılacağı bir düzenleme mutlaka planlanmalıdır.
Kalabalık okullarda, öğretmenler odası sayısının artırılması konusunda çalışma yürütülmelidir.
Kalabalık okullarda öğrenci ve öğretmen tuvalet sayılarının artırılması için çalışma yapılmalıdır.
Okullarda bir sağlık görevlisine gereksinme bulunmaktadır, bu ihtiyaca dönük çalışma yürütülmelidir.
Okullarda uygulanması gereken tedbirleri düzenli olarak denetleyecek ve eksikliklerin giderilmesi için çalışma yürütecek görevlendirmeler yapılmalıdır.
Eğitim bileşenlerinin sağlıklı ulaşımı için valilikler ve yerel yönetimlerle birlikte kapsamlı bir planlama hızla hayata geçirilmelidir.
Alınan önlemlerin kapsamı genişledikçe okullarımız kademeli olarak açılmalı, yaşamın tüm alanları kademeli bir şekilde normalleşme kapsamına alınmalıdır.
Eğitim alanında çalışanlara kendi görev tanımları ve uzmanlık alanı dışındaki işler verilmemelidir. Filyasyon görevi gibi hastalarla direkt temas halinde olacakları görevlendirmelerden vazgeçilmelidir. Denetim görevi de gönüllülük esasına dayanmalıdır.
Bizler tüm eğitimcilerin, öğrencilerimizin ve velilerimizin güven duygusu içinde yüz yüze eğitime devam edebilmeleri için aşı ve diğer tüm tedbirlerin bir an önce hayata geçirilmesi yönünde çalışmalarımızı arttırarak devam ettireceğimizin bilinmesini istiyoruz. Eğitim çalışanlarımızın ve öğrencilerimizin en temel hakkı olan sağlıklı ve güvenli bir eğitim ortamı için, mücadele etmeye devam edeceğiz.
Okullarımız ve çalışanlarımız bir bütünün birbirini tamamlayan
DEĞERLİ parçalarıdır .
İLKOKUL-ANA SINIFI-ANA OKULU ÖĞRETMENLERİ aşılanırken,
ÖZEL EĞİTİM ÖĞRETMENLERİ
REHBER ÖĞRETMENLERİ
BRANŞ ÖĞRETMENLERİ
YARDIMCI PERSONELLER
MEMURLAR ve İDARECİLERİN aşılanmaması hem yanlış hem de virüs yayılımına davetiye çıkarmaktır .
MEB ‘i uyarıyoruz!
AMAÇ SALGINI ÖNLEMEKSE TÜM EĞİTİM ÇALIŞANLARI BİRLİKTE AŞILANMALIDIR.
Çocuklar bizim en önemli değerlerimizdir. İyi bir eğitim vermenin yanı sıra, onların sağlığını korumak da hepimizin vazgeçilmez görevidir.
Sağlıksız eğitim olmaz. Bu seslenişimiz, bu çırpınışımız, kendi özlük haklarımızı korumak için değil, başta öğrencilerimiz olmak üzere, toplumun sağlığını korumak içindir.
Bizler eğitim emekçileri olarak, bu durumun her zaman takipçisi olmaya devam edeceğiz.
EĞİTİM BİR SEN, TÜRK EĞİTİM SEN, EĞİTİM SEN, EĞİTİM- İŞ, LİYAKAT SEN
ANAMUR TEMSİLCİLİKLERİ
Yorum Yazın