Abone ol
1 MAYIS BASIN AÇIKLAMASI
Emek-sermaye çelişkisinin giderek derinleştiği, buna baskı ve zulümlerin eklendiği bu dönemde emekçilerin ve ülkenin kaderi bir kişinin insafına terk edildiği böyle bir sistem kabul edilemez. Emekçilere köleliği ve ölümü dayatan vahşi kapitalizme karşı, yeni bir başlangıç için,“bu böyle gitmez” demek için, umutla, hep birlikte mücadele edip bu düzeni değiştirmemiz gerekiyor.
Tüm insanlığın yeni bir başlangıca ihtiyacı olduğunu biliyoruz. Doğumuzda, güneyimizde savaşlarla, kuzeyimizde barış denizini cehennem denizine çevirmek için yanıp tutuşanlar ile siyanürlü maden aramalarla, salgın hastalıklarla kapitalist sistemin yarattığı yıkımlar, milyonlarca insanımızın kanına, canına mal oluyor.
Kapitalist düzen, emekçiler üretmediğinde ekonomilerinin duracağını biliyor. Bunun için can alan salgın koşullarında işe gitmek zorunda kalan emekçilerin vazgeçilemez olduğunu hatırladı. Buna rağmen kendi varlığını sürdürebilmek için emekçilerin canından, sağlığından vazgeçmesini istemektedir.
Bu böyle gitmez hepimiz biliyoruz.
Bir avuç haraminin lüks içinde yaşaması için tüm emekçiler sefalete mahkûm ediliyor. Gençlerin geleceği çalınıyor. Kadınlar her gün baskılara maruz kalıyor. Halk salgında ölüyor, işsiz kalıyor. Ama patronlar salgında da karlarına kar katıyorlar. Zenginin vergi borçları sıfırlanırken kamu kaynakları yandaşlara aktarılıyor.
Bizler; adaletin, demokrasinin, barışın, sendikal hakların yok sayıldığı, emekçinin hak arama yollarının kapatıldığı bir ülkenin çocukları olamayız. İnsanca yaşam mücadelesi veriyoruz.
Devletin vergi gelirlerinin çoğunluğunu emekçiler ödüyor, KDV ve ÖTV’nin bütçedeki payı % 60’a çıktı. Bu bozuk düzende halk vergi rekortmeni, patronlar servet rekortmeni oldular.
TÜİK’İN sahte enflasyon rakamlarına endeksledikleri maaşlarımız her yıl açlık sınırına daha çok yaklaşıyor. Ekmeğimiz her gün daha çok küçülüyor. Bu sömürü düzeni, bizim düzenimiz olamaz.
Kapitalizm; madende, fabrikada, inşaatlarda, her yerde açlık ve yoksullukla öldürür.
Geleceğimizi, yarınlara ilişkin umutlarımızı dipsiz kuyularda merdivensiz bırakmak isteyen bu düzene ARTIK YETER diyoruz. Mademki emekçi durduğunda ekonomi duruyor. Mademki insan olmadan hayat duruyor. O zaman emeğimizi çarkları arasında ezip yok eden sömürü düzenine ARTIK YETER! Diyoruz.
Bu bir hayal değil!
Emeğin, eşitliğin, özgürlüğün, demokrasinin, barışın, laikliğin hâkim olduğu bir dünya ve bir Türkiye hayal değildir. Sömürü, yoksulluk ve baskı düzenine karşı omuz omuza verdiğimizde, istediğimiz bir dünyayı yaratabiliriz.
Böyle bir dünya, Böyle bir Türkiye için umut bizde. Umut Birliğimizde, Mücadelemizde, Dayanışmamızda…
Yaşasın 1 Mayıs.
(adsbygoogle = window.adsbygoogle || []).push({});
Anamur Eğitim-Sen; YAŞASIN 1 MAYIS
Anamur Eğitim-Sen “1 Mayıs emek ve dayanışma günü” nedeniyle yazılı bir açıklama yaptı.
1 MAYIS BASIN AÇIKLAMASI
Emek-sermaye çelişkisinin giderek derinleştiği, buna baskı ve zulümlerin eklendiği bu dönemde emekçilerin ve ülkenin kaderi bir kişinin insafına terk edildiği böyle bir sistem kabul edilemez. Emekçilere köleliği ve ölümü dayatan vahşi kapitalizme karşı, yeni bir başlangıç için,“bu böyle gitmez” demek için, umutla, hep birlikte mücadele edip bu düzeni değiştirmemiz gerekiyor.
Tüm insanlığın yeni bir başlangıca ihtiyacı olduğunu biliyoruz. Doğumuzda, güneyimizde savaşlarla, kuzeyimizde barış denizini cehennem denizine çevirmek için yanıp tutuşanlar ile siyanürlü maden aramalarla, salgın hastalıklarla kapitalist sistemin yarattığı yıkımlar, milyonlarca insanımızın kanına, canına mal oluyor.
Kapitalist düzen, emekçiler üretmediğinde ekonomilerinin duracağını biliyor. Bunun için can alan salgın koşullarında işe gitmek zorunda kalan emekçilerin vazgeçilemez olduğunu hatırladı. Buna rağmen kendi varlığını sürdürebilmek için emekçilerin canından, sağlığından vazgeçmesini istemektedir.
Bu böyle gitmez hepimiz biliyoruz.
Bir avuç haraminin lüks içinde yaşaması için tüm emekçiler sefalete mahkûm ediliyor. Gençlerin geleceği çalınıyor. Kadınlar her gün baskılara maruz kalıyor. Halk salgında ölüyor, işsiz kalıyor. Ama patronlar salgında da karlarına kar katıyorlar. Zenginin vergi borçları sıfırlanırken kamu kaynakları yandaşlara aktarılıyor.
Bizler; adaletin, demokrasinin, barışın, sendikal hakların yok sayıldığı, emekçinin hak arama yollarının kapatıldığı bir ülkenin çocukları olamayız. İnsanca yaşam mücadelesi veriyoruz.
Devletin vergi gelirlerinin çoğunluğunu emekçiler ödüyor, KDV ve ÖTV’nin bütçedeki payı % 60’a çıktı. Bu bozuk düzende halk vergi rekortmeni, patronlar servet rekortmeni oldular.
TÜİK’İN sahte enflasyon rakamlarına endeksledikleri maaşlarımız her yıl açlık sınırına daha çok yaklaşıyor. Ekmeğimiz her gün daha çok küçülüyor. Bu sömürü düzeni, bizim düzenimiz olamaz.
Kapitalizm; madende, fabrikada, inşaatlarda, her yerde açlık ve yoksullukla öldürür.
Geleceğimizi, yarınlara ilişkin umutlarımızı dipsiz kuyularda merdivensiz bırakmak isteyen bu düzene ARTIK YETER diyoruz. Mademki emekçi durduğunda ekonomi duruyor. Mademki insan olmadan hayat duruyor. O zaman emeğimizi çarkları arasında ezip yok eden sömürü düzenine ARTIK YETER! Diyoruz.
Bu bir hayal değil!
Emeğin, eşitliğin, özgürlüğün, demokrasinin, barışın, laikliğin hâkim olduğu bir dünya ve bir Türkiye hayal değildir. Sömürü, yoksulluk ve baskı düzenine karşı omuz omuza verdiğimizde, istediğimiz bir dünyayı yaratabiliriz.
Böyle bir dünya, Böyle bir Türkiye için umut bizde. Umut Birliğimizde, Mücadelemizde, Dayanışmamızda…
Yaşasın 1 Mayıs.
Yorum Yazın