Abone ol
Ahmet Yiğit ; Neden CHP ye üye oldum, neden CHP ye oy veriyorum !..
Değerli arkadaşlar; yaşım 57. 12 Eylül 1980 faşizmi öncesi sosyalist bir partinin gençlik kollarında mücadele verdim. Şiarımız; Bağımsızlık, Demokrasi, Sosyalizm di. Asla silahlı mücadeleyi savunmadık ve benimsemedik. Ve özellikle bizim ülkemizde parlamenter yolla sosyalizme ulaşılacağını öğrendim. Yıllarca birlikten ve dayanışmadan söz ettik her zaman solun birlikteliğini savunduk. Sosyalist mücadele zamanlarımızda kürt devrimci ve sosyalistleriyle omuz omuza birlikte yan yana mücadele verdik. Bırakın etnik kökeni, kimse kimsenin nereli olduğunu dahi sormazdı. Kürt sorununu, bölgenin yatırım, eğitim ve ağalıktan kurtulma, toprak reformu gibi sorunların barışçıl ve meclis yoluyla çözülebileceğini savunduk.
Ülkenin hızla ilerici bir yapıya doğru gitmesi ve Türk –Kürt sosyalistlerinin olaylara sınıfsal bakarak omuz omuza mücadele vermeleri emperyalizmi ve onun uşaklarını ciddi şekilde korkutmaya başladı. Bu yüzden önceden hazırladıkları planı devreye soktular. Önce ülke kaosa sürüklenecek, ardından darbe yapılıp, etnik sorun kaşınarak had safhaya getirilerek birliktelik yok edilecekti. Ve de öyle yapıldı. Binlerce kürt devrimcisi ve kürt sosyalisti “faili meçhul” cinayetlerle katledildi. Silahlı mücadeleyi savunmayan kürt dostlarımızın birçoğu öldürülmüştü. Bazıları yurt dışına gitmek zorunda bırakıldı. Sözde marksistmiş gibi görünen, özünde cia ye ve mossadın/İngiliz istihbaratının kurdurduğu ve mit’in destek verdiği terör örgütü devreye sokularak, milliyetçilik karşılıklı ciddi şekilde pompalanmaya başlanmıştır.
12 eylül faşizmi devrimcilerin ve sosyalistlerin üzerinden bir buldozer gibi geçerek , bir kısmını idam sehpalarında, bir kısmını sürgün ve geri kalanların çoğunu mahpushanelerde işkence tezgahlarından geçirerek yılgınlığa ve durgunluğa itmiştir. Bırakın sosyalist devrimci olmayı sosyal demokratlar üzerinde bile ciddi baskı uygulamaya başlanmıştır. Değerler bir bir yok edilerek emperyalizme peşkeş çekilmektedir. Ülke çok ciddi bir şekilde geriye götürülmüştür. Laik, sosyal hukuk devleti olan cumhuriyeti korumalı ve daha da geliştirmeliydik. Hızla geri giden demokrasiyi daha sağlam temeller üzerine oturtarak demokratik bir devlet yapısına doğru ilerlememiz gerektiğine inandım. Önemli olan öncelikle cumhuriyetin öz yapısı olan laik, sosyal, hukuk devlet yapısını egemen kılarak tam demokratik bir ülke yaratmak olduğuna inandım.Gittikçe sağlaşan sosyal demokrat yapıyı sol yapıya dönüştürmek ve sosyalizme giden yolun ülkemizde ancak sosyal demokrat bir iktidara kavuşmadan atlayamayacağımıza inandığım için, sosyalist kişiliğimden taviz vermeden sosyal demokrat parti içerisinde mücadele verileceğine inandım. Ülkemizde ki sosyal demokrat partilerde hala da ciddi sorunlar bulunmaktadır. Parti içi demokrasi maalesef tam anlamıyla işletilememektedir. Parti de bir virüs haline gelmiş olan delege ağalığı, siyasi ve mezhebik aşiretlenmeler partinin evrensel yapısını bozmaktadır. Dürüst, nitelikli, okuyan, sorgulayan ve yıllardır sosyal demokrat partilere oy veren dostlarımız partiye üye olmadıkları için, bilgi seviyesi düşük çıkarcı yapıya daha çok önem veren kişilerin bazı yerleri ele geçirmesine istemeden de olsa destek vermiş oldular. Şu an yapılması gereken; tüm sosyalist, devrimci yurtsever insanlarımızın mutlaka oy verdiği partiye sahip çıkarak, üye olmaları gerekmektedir. Dürüst, nitelikli, okuyan, sorgulayan, çağdaş, medeni insanların çok olduğu bir yerde virütük ve mafyatik yapılanmalar barınamaz. Hızla temelden tepeye istenilen arzulanan halk yönetimi oluşur. Bu yapıyla halka güven veren bir sosyal demokrat partiden sosyalist bir yapıya doğru geçilmesi ülkemiz adına mümkün olan görünmektedir. Aksi sadece bir hayal olarak kalır ve daha ağır bedeller ödememize yol açar!..
Son olarak şunu söylemek istiyorum; biliyorum ki bugün milyonlarca devrimci, sosyalist, yurtseverler yaklaşık 30 yıldır sosyal demokrat partilere oy vermektedirler. Ancak; bir çoğu yıllardır oy verdiği partiye gidip üye olmamıştır, işte asıl sıkıntı burada yatmaktadır. Gelin kendimize yakın gördüğümüz ve yıllardır oy verdiğimiz partilere gidelim ve üye olalım. Orada kenetlenelim omuz omuza verelim.
Neden CHP ye üye oldum, neden CHP ye oy veriyorum
Değerli arkadaşlar; yaşım 57. 12 Eylül 1980 faşizmi öncesi sosyalist bir partinin gençlik kollarında mücadele verdim. Şiarımız; Bağımsızlık, Demokrasi, Sosyalizm di. Asla silahlı mücadeleyi savunmadık ve benimsemedik. Ve özellikle bizim ülkemizde parlamenter yolla sosyalizme ulaşılacağını öğrendim. Yıllarca birlikten ve dayanışmadan söz ettik her zaman solun birlikteliğini savunduk. Sosyalist mücadele zamanlarımızda kürt devrimci ve sosyalistleriyle omuz omuza birlikte yan yana mücadele verdik. Bırakın etnik kökeni, kimse kimsenin nereli olduğunu dahi sormazdı. Kürt sorununu, bölgenin yatırım, eğitim ve ağalıktan kurtulma, toprak reformu gibi sorunların barışçıl ve meclis yoluyla çözülebileceğini savunduk.
Ülkenin hızla ilerici bir yapıya doğru gitmesi ve Türk –Kürt sosyalistlerinin olaylara sınıfsal bakarak omuz omuza mücadele vermeleri emperyalizmi ve onun uşaklarını ciddi şekilde korkutmaya başladı. Bu yüzden önceden hazırladıkları planı devreye soktular. Önce ülke kaosa sürüklenecek, ardından darbe yapılıp, etnik sorun kaşınarak had safhaya getirilerek birliktelik yok edilecekti. Ve de öyle yapıldı. Binlerce kürt devrimcisi ve kürt sosyalisti “faili meçhul” cinayetlerle katledildi. Silahlı mücadeleyi savunmayan kürt dostlarımızın birçoğu öldürülmüştü. Bazıları yurt dışına gitmek zorunda bırakıldı. Sözde marksistmiş gibi görünen, özünde cia ye ve mossadın/İngiliz istihbaratının kurdurduğu ve mit’in destek verdiği terör örgütü devreye sokularak, milliyetçilik karşılıklı ciddi şekilde pompalanmaya başlanmıştır.
12 eylül faşizmi devrimcilerin ve sosyalistlerin üzerinden bir buldozer gibi geçerek , bir kısmını idam sehpalarında, bir kısmını sürgün ve geri kalanların çoğunu mahpushanelerde işkence tezgahlarından geçirerek yılgınlığa ve durgunluğa itmiştir. Bırakın sosyalist devrimci olmayı sosyal demokratlar üzerinde bile ciddi baskı uygulamaya başlanmıştır. Değerler bir bir yok edilerek emperyalizme peşkeş çekilmektedir. Ülke çok ciddi bir şekilde geriye götürülmüştür. Laik, sosyal hukuk devleti olan cumhuriyeti korumalı ve daha da geliştirmeliydik. Hızla geri giden demokrasiyi daha sağlam temeller üzerine oturtarak demokratik bir devlet yapısına doğru ilerlememiz gerektiğine inandım. Önemli olan öncelikle cumhuriyetin öz yapısı olan laik, sosyal, hukuk devlet yapısını egemen kılarak tam demokratik bir ülke yaratmak olduğuna inandım.Gittikçe sağlaşan sosyal demokrat yapıyı sol yapıya dönüştürmek ve sosyalizme giden yolun ülkemizde ancak sosyal demokrat bir iktidara kavuşmadan atlayamayacağımıza inandığım için, sosyalist kişiliğimden taviz vermeden sosyal demokrat parti içerisinde mücadele verileceğine inandım. Ülkemizde ki sosyal demokrat partilerde hala da ciddi sorunlar bulunmaktadır. Parti içi demokrasi maalesef tam anlamıyla işletilememektedir. Parti de bir virüs haline gelmiş olan delege ağalığı, siyasi ve mezhebik aşiretlenmeler partinin evrensel yapısını bozmaktadır. Dürüst, nitelikli, okuyan, sorgulayan ve yıllardır sosyal demokrat partilere oy veren dostlarımız partiye üye olmadıkları için, bilgi seviyesi düşük çıkarcı yapıya daha çok önem veren kişilerin bazı yerleri ele geçirmesine istemeden de olsa destek vermiş oldular. Şu an yapılması gereken; tüm sosyalist, devrimci yurtsever insanlarımızın mutlaka oy verdiği partiye sahip çıkarak, üye olmaları gerekmektedir. Dürüst, nitelikli, okuyan, sorgulayan, çağdaş, medeni insanların çok olduğu bir yerde virütük ve mafyatik yapılanmalar barınamaz. Hızla temelden tepeye istenilen arzulanan halk yönetimi oluşur. Bu yapıyla halka güven veren bir sosyal demokrat partiden sosyalist bir yapıya doğru geçilmesi ülkemiz adına mümkün olan görünmektedir. Aksi sadece bir hayal olarak kalır ve daha ağır bedeller ödememize yol açar!..
Son olarak şunu söylemek istiyorum; biliyorum ki bugün milyonlarca devrimci, sosyalist, yurtseverler yaklaşık 30 yıldır sosyal demokrat partilere oy vermektedirler. Ancak; bir çoğu yıllardır oy verdiği partiye gidip üye olmamıştır, işte asıl sıkıntı burada yatmaktadır. Gelin kendimize yakın gördüğümüz ve yıllardır oy verdiğimiz partilere gidelim ve üye olalım. Orada kenetlenelim omuz omuza verelim.
Cumhuriyete ve ilkelere zarar veren virütük yapılanmaları al aşağı ederek daha nitelikli ilkeli ve halkla omuz omuza olan halkın güvendiği inandığı demokrasiyi özümsemiş bir parti yapalım...
(adsbygoogle = window.adsbygoogle || []).push({}); 
Yorum Yazın