Servet Bal; Koronaya Farklı Bir Bakış

GÜNDEM
Servet Bal / Eğitimci Yazar ; Dünyanın gündemini uzun süredir korona virüs belirliyor ve daha da uzun süre belirlemeye devam edecek gibi görünüyor. Peki bu salgın gerçekten doğal bir şekilde mi başladı ve sürüyor yoksa bu büyük işin arkasında birilerinin eli mi var? Şimdi bazılarınız aman ya her şeyde komplo teorisi aramayın, bu bir pandemi ve her ülkede olduğu gibi bizim ülkemizde de yayıldı ve yayılıyor, diyecektir. Evet, haklı olabilirsiniz. Ama bu haklılığınız bir yere kadar gidebilir. Bu virüsü bir grip virüsü gibi doğal karşılamak; araştırmayan, duyduğuna inanan, her söyleneni doğru kabul eden insanlar için geçerli olabilir.

Burada sorulması gereken öncelikli soru şudur: “Korona virüs sürecinde eskiye göre neler yaşadık ve hayatımızda neler değişti?” Hepinizin bu soruya farklı farklı cevaplar verdiğini duyar gibiyim. Ama hemen hemen hepinizin ortak cevapları olduğunu da biliyorum. Mesela eve kapanıp kaldık, çocuklarımız okula gidemedi sanal ortamdan ders işlediler, iş yerim kapandığı için eve ekmek getirecek parayı bulmakta zorlandım…

Günümüzde merkezi devletlerin gücünün daha da üstüne çıkan dünyaca ünlü şirketler bulunmaktadır. Bunların yöneticileri, çoğu devletin yöneticilerinden daha üstün ve daha güçlüdürler. Bu kişiler güçlerini daha da artırtmak ve kendilerini devletler üstü yapabilmek için ellerinden geleni yapmaktadırlar. Bu kişiler gücünü sanal ortamlardan ve teknolojik gelişmelerden alırlar. Bu korona virüs salgınını yayıp bütün dünyanın evlere hapsolmasını ve zamanının çoğunu sanal ortamda geçirmesinin sorumlusu neden bu kişiler olmasın? Bütün dünya evinde otururken belki de bunlar gizli gizli neler neler yaptılar? Çoğu ülkenin eğitim müfredatının sanal ortamlara kaydırılması bile bu güçlerin çok işine yaramıştır. Evlerine ekmek alamayan çoğu dünya insanı belki de ilk defa vatandaşı olduğu devletinin gücünü sorgulamıştır.

Peki bundan sonra neler olacak diye sorabilirsiniz? Bu güçlerin ilk hedefi dünya insanlarına istediklerini yaptırabilmekti ve bunu başardılar. Bize evden çıkmayın dendi ve hepimiz evlere kapandık. İkinci dalga aşamasında bizlere tekrar evlere kapanın diyecekler ve bu seferki hedefleri merkezi devletler olacak. ABD’de gördüğümüz gibi sokak olaylarını, ırkçı söylemleri tetikleyecekler ve tüm merkezi devletlerde kaos yaşanmasına neden olacaklar. Çin-ABD karşıtlığının dozunu daha da arttırıp dünyayı bir savaşın eşiğine getirecekler. Bir sonraki aşamada ise sanal devletlerin kurulması için devletlerden onay isteyecekler. Ve biz aynı bilgisayar oyunlarında olduğu gibi hem Türk vatandaşı olacağız hem de ikinci vatandaşlığımız bir sanal vatandaşlık olacak. (Apple vatandaşı, Microsoft vatandaşı, Google vatandaşı…) En kısa zamanda sanal paraya geçişi hızlandıracaklar ve merkezi devletlerin dolar, euro gibi paralarını silip atacaklar. (Bitcoin) Uzaya bir şirketin uzay aracı göndermesi boşuna değil değerli okuyucular. Burada bütün merkezi devletlere bir meydan okuma var. Diyorlar ki uzaya sadece NASA uzay aracı gönderemez, biz de gönderebiliriz!

Peki biz Türk vatandaşlarına düşen görev nedir? Bizim devletimizin diğerlerinden pek çok farkı var. Ama en önemli farkımız kökümüzün binlerce yıl öncesine dayanmasıdır. Köklerinden beslenmek deyimi vardır ya işte bizim devletimiz köklerinden beslenerek dış tehditlere kapılarını kapamasını bilmiştir ve bilecektir de. Bu güçlerin ilk hedefi neden bizdik darbe girişiminde? Çünkü bizi ele geçirebilirlerse birçok devlet direkt teslim bayraklarını çekecekti. Ama başaramadılar. Bu süreçte bizlere düşen, düşünce ve görüş farklılıklarımız olsa da içerde birlik olmalıyız ki bizim üzerimizde oyun oynayamasınlar. Bizim kavgalarımız onların ekmeğine yağ sürer. Çünkü onlar kaşınan yeri kaşımayı severler. İçeride tartışsak da birbirimizi yesek de dışarıya karşı dimdik ve tek vücut olmalıyız. Hangimiz evimizdeki kavgaları çıkıp mahalle kahvesinde anlatıyor? Yapmayalım. Birlikten kuvvet doğar diyelim ve birbirimize sarılalım. Önümüzdeki günlerde ihtiyacımız olan en önemli şey sevgi birliği olacaktır. Selamlar, sevgiler…