Nevzat Çağlar'ın 3. Kitabı "ANAMUR VE BOZYAZI MASALLARI " çıktı
ANAMURNevzat Çağlar, Anamur Manşet Gazetesi'ni ziyaret ederek yeni çıkan"Anamur ve Bozyazı Masalları" Kitabını takdim etti.
MEB Coğrafrafya Öğretmeni, Anamur'lu Halkbilim Araştırmacısı ve Anamur ilçesi Evcialanı Yaylası'nda 1750 metre yükseklikte yeni bir ters lale türü keşfederek. ‘Fritillaria Nevzatcaglari’ ismi ile bilim dünyasına katkı sağlayan Nevzat Çağlar'ın 3. kitabı " ANAMUR VE BOZYAZI MASALLARI " çıktı.
"Anamur ve Bozyazı Masalları" isimli şiir kitabını imzalayarak, Anamur Manşet Haber sitesi imtiyaz sahibi ve yayın yönetmeni Özcan Günger'e takdim etti. Gazeteci Özcan Günger "Nevzat Çağlar'a ziyaretlerinden dolayı teşekkür ediyorum.Çağlar'a son çıkarmış olduğu " ANAMUR VE BOZYAZI MASALLARI " kitabını merak ve heyecanla okuyacağız. Kendisine teşekkür eder, başarılarınızın devamını dilerim" dedi,
MEB Coğrafrafya Öğretmeni, Anamur'lu Halkbilim Araştırmacısı Nevzat Çağlar,
"Anamur Belediyesi 1.Edebiyat Günleri kapsamında
Muşurup Sanat Sokağında düzenlenecek olan imza etkinliğine bütün dostları beklerim " dedi.
ÖN SÖZ
Anamur ve Bozyazı folklorunu derleme ve yayımlama çabamızı sürdürmekteyiz.Anamur ve Bozyazı Çocuk Oyunları ve Oyuncakları(2018), Beşikten Mezara: Anamur ve Bozyazı’da Doğum, Evlenme ve Ölüm Gelenekleri (2021) den sonra üçüncü kitabımız Anamur ve Bozyazı Masallarınihayet gün yüzüne çıktı.
Teknolojinin hızla gelişmesi,kültürel mirasımızın yaşadığı ve aktarıldığı mekânların başında gelen köylerdeki nüfusun giderek azalması, yaşlı ve genç kuşakların eskisi kadar bir araya gelememesigibi nedenlerlekültürümüzdeki erimeyi durdurmak ve korumak oldukça zora girmiştir. Yaşanan bu süreçte sözlü kültürün önemli ürünlerinden biri olan masallarımız da olumsuz yönde etkilenmiştir.
Anamur ve Bozyazı folklorunu derlerken masallara öncelik verdim. Çocukluğumda masal anası ya da atasıyla karşılaşıp masal dinleme şansım maalesef olmadı. Masallarla tanışmam, doğal ortamda birinden masal dinlemem de çok eski değildir. Anamur’da anlatılan masalları merak edip derlemeye iten esas güç Mehmet Seyda’nın Edebiyat Dostları kitabını gördükten sonra olmuştur. KitaptaTürk Edebiyatı’nın önde gelen bazı yazarları anlatılır. Bu yazarlardan biri de Tahir Alangu’dur.Kendisi Türk folklorunun öncüleri arasında yer alır. En çok araştırdığı ve çalıştığı konuların başında Türk masalları gelir. Bizim için ilginç olan bir zamanlar Anamur’daki masal anlatma geleneğinin Tahir Alangu’nun geleceğini belirlemiş olmasıdır. İsmail Görkem’in “Tahir Alangu’nun Folklor Anlayışı” adlı çalışmasında yer alan Anamur’la ilgili bilgiler şu şekildedir: “1915 yılında İstanbul’da doğan Mehmet Tahir Alangu, babasının Mersin’in Anamur ilçesinde liman reisi olarak görevli olması sebebiyle ilkokulun son üç yılını bu ilçede okumuştur. Arkadaşı ve yakın dostu Mehmet Seyda’ya folklora karşı duyduğu ve ölünceye kadar devamedecek ilgiyi şöyle anlatıyor: Anamur’da geceleri fenerler yakılarak kadınların ev ev dolaşmaları, kırıntı sofraları adını taşıyan töresel şölenlerde, önlerine tabaklar dolusu kuru yemişlerin gelip yığılışıve o tadına doyulmaz masalların ballandırılaballandırıla anlatılışının belleğinden hiç silinmediği şeklinde anlatacaktır. Bu ifadelerden, 1920’li yıllarda Mersin-Anamur bölgesinde masal anlatma geleneğinin masal anaları vasıtasıyla tüm canlılığıyla yaşatıldığı sonucunu çıkarabiliriz.” demektedir.
Anamur ve Bozyazı’da yaşayan masal anası ya da atasının olup olmadığını öğrenmekiçin gittiğim her yerde ilk olarak bildiğimbir masalı eksik de olsa anlattım. Benzer bir anlatıyı bilip bilmediklerini, varsa bilen kişilerin isimleri sordum. Bu arada masallara “mesel” ya da “hekeya” da denildiğini, masal anlatımı için de “masal saymak”,“masal deyvermek” ve “masal sökmek” tabirleri kullanıldığını, bir masal anlatılırken de masalın dinlenildiğini anlamak için dinleyicilerin arada bir “hı!” demesi gerektiğini öğrendim.Masalları kaydetmek istediğimiz zamankaynak kişilerin, “Evel çok mesel bilirdim, şimdi aklıma gelmiyor. Kafamdan gitti. Bir Süleyman emmi vardı, ocağı yakar, mahalledeki çocukları çığırır, ortaya elma, erik kurusu, fıstık, darı kavurgası gibi biri ki ‘yeyinti’ koyar, sonra türkü çağırır gibi, nen çalar gibi ‘deyeşetli deyeşetli’masal anlatırdı. Şu köşedeki kara kutuyu (televizyon) görüyor musun, işte o her şeyi bitirdi!”gibi ifadelerin sonu ah ve vah ile sonlanırdı. Masal anlatmaya başlayan kaynak kişilerden bazıları masalı bitiremeyip yarıda kesmek zorunda kalır ya da masallar birbirine karışırdı. Yıllardır kimseye anlatılmayan masalların hafızalardan silinmeye başladığını görmek üzücüydü. Hayatta olmamasına rağmen, eskiden iyi masal anlatan, iyi masal bilenleri de araştırdım. Masalcının anlattığı masalları belki bilenler olur diye ailesinde hayatta olanlara ulaştım ama olumlu sonuç alamadım.
Her şeye rağmen yörede uzun yıllara yayılan araştırmalar sonunda farklı köylerden masal bilen 25 kaynak kişi tespit edilmiş, Anamur ve Bozyazı Masalları adlı kitabımızda yer alan 60 masaldan 49 masal;varyantlarıyla birlikte derlediğimiz 140 masal arasından seçilmiştir. 11 tane masal metni ise ikisi Anamur’dan, biri de Bozyazı’dan olmak üzere yayımlanmamış lisans bitirme tezlerinden alınmıştır. Bu tezler 1953, 1981 ve 1982 yıllarında hazırlanmış. Günümüzden en az 42 yıl önce derlenmiş, tozlu raflar arasında kalmış, neredeyse mürekkebi silinmek üzere olan tezlerdeki bazı masalları günümüze taşımak istedim. Kendime ait olan derlemelerikaynak kişilerin yaşadığı köylere giderek video kamerayla görüntü ve ses kaydederek gerçekleştirdim. Kayıtlarıdaha sonra yazıya aktardım, masalların doğasını bozmadım, özüne dokunmadım, sadece dilini biraz sadeleştirdim. Masalın içinde geçen mahalli kelimelerin anlamlarını ilgili sayfanın altına konulan dipnotta açıkladım.
Masal anlatıcıların genellikle kadın olduğu kanaati yaygınsa da kitabımızdaki kaynak kişilerin17’sierkek, 16’sı kadın anlatıcıdır. Kitaptaki 60 masalın 23’ünü erkek, 37’sinikadın anlatıcı anlatmıştır. Bunlardan biri olan Döne Koruk masal anası olup, anlattığı 17 masalın 10 tanesine kitabımızda yer verdim.
Benim masal derlediğim kaynak kişilerden dokuzu, tezlerdeki kaynak kişilerin ise tamamının vefat etmiş durumda olması masallarımızın geleceği açısından endişe vericidir.
Masal anlatma geleneğimiz unutulmaya yüz tutmuş durumda olduğu için masallarımız hayatımızdan çıkarak yok olma noktasına gelmiştir. Arşivimde bekleyenmasalların unutulup gitmemesi için yayımlamak istedim. Kitaptaki masalların uzmanları tarafından bilimsel araştırmasının yapılması, okunması, anlatılması, kuşaktan kuşağa aktarılması, en büyük dileğimdir. Masallarımızın ışığı sönmesin.
Kitapta bulunan masallar alfabetik sıraya göre dizilmiş olup her masalın künye bilgilerine ve yararlanılan kaynaklara kitabın sonunda yer verilmiştir.
Bu kitabın meydana gelmesinde masalları anlatan kaynak kişilere sonsuz teşekkür ediyor, sevgi ve saygılarımı sunuyorum.Hayatta olmayanları rahmetle anıyorum. Kitabın basımını yapan Kömen Yayınevine emeklerinden dolayı teşekkür ediyorum.
İlginizi Çekebilir