MEİGDER: “Demokrasi mücadelemiz sürecek”
MERSİNGazeteci Abdi İpekçi’nin katledilmesinin 43. yıldönümünde MEİGDER Yönetim Kurulu’ndan yapılan açıklamada; “Ülkemizi antidemokratik uygulamalara mahkum etmek isteyen hakim güçlerin kılıcı hiçbir zaman kalemden daha keskin olamamıştır asla da olamayacaktır.
MEİGDER: “Demokrasi mücadelemiz sürecek”
Gazeteci Abdi İpekçi’nin katledilmesinin 43. yıldönümünde MEİGDER Yönetim Kurulu’ndan yapılan açıklamada; “Ülkemizi antidemokratik uygulamalara mahkum etmek isteyen hakim güçlerin kılıcı hiçbir zaman kalemden daha keskin olamamıştır asla da olamayacaktır. Bizler de Abdi İpekçi gibi kalemin kılıçtan keskin olduğu şiarıyla hareket ederek, korkmadan, dimdik, demokrasi mücadelemizi sürdüreceğiz” ifadeleri kullanıldı.
Mersin İnternet Gazetecileri Derneği (MEİGDER) Yönetim Kurulu, 1 Şubat 1979’da otomobilinde uğradığı silahlı saldırı sonucu yaşamını yitiren gazeteci Abdi İpekçi için açıklama yaptı. Açıklamada, “Demokrasi ve basın şehitlerimizden Abdi İpekçi, henüz öğrenciyken muhabirlikten başladığı gazetecilik hayatına sayfa sekreteri ve yazı işleri müdürü olarak devam etti. Dikkat çeken yazı üslubu, bağımsız ve dik duruşuyla 1954 yılında Milliyet’in yazı işleri müdürlüğüne; 1961’de ise aynı gazetenin genel yayın yönetmenliğine getirildi. 18 yıl boyunca Milliyet’teki bu görevini büyük bir başarı, fedakarlık ve kararlılıkla sürdürdü, ta ki İstanbul’un soğuk bir kış akşamında işyerinden evine giderken otomobilinin içinde suikasta uğrayıncaya kadar…” denildi.
“AYDINLIĞI SEVMEYENLERİN KAHPE PUSUSUYLA CAN VERDİ”
“Halkın haber alma özgürlüğünü kayıtsız şartsız savunurken basın emekçilerinin örgütlenmesinde de büyük görevler üstlenen; Atatürkçü, ülkemizin tam bağımsızlığını ve bölünmez bütünlüğünü, basın özgürlüğünü, demokrasiyi savunan Abdi İpekçi, tıpkı bazı aydın ve gazeteci cinayetlerinde olduğu gibi karanlıkta yaşayıp aydınlığı hiç sevmeyenlerin kahpe pususuyla can verdi” şeklinde devam eden açıklamada şunlar kaydedildi: “1980 darbesine az bir süre kala işlenen bu cinayetin faili belirlense de, katili maşa olarak kullananlar birçok gazeteci cinayetinde olduğu gibi ortaya çıkarılamadı. Devlet büyükleri, cinayeti çözmenin namus borcu olduğunu söylediler. Ama İpekçi’nin katledilmesine ferman verenler hala bulunamadı. Tüm bu cinayetlerin basın özgürlüğüne yapılmış saldırılar olduğu apaçıktır. Ülkemizi gericiliğe, karanlığa, kardeş kavgasına, antidemokratik uygulamalara mahkum etmek isteyen hakim güçlerin kılıcı hiçbir zaman kalemden daha keskin olamamıştır asla da olamayacaktır. Günümüzde de kılıcını kiralayanlar, bir yerden talimat alarak, mazlumlara, ülkemizin maddi manevi tüm değerlerine, denizindeki balığına, havasına, suyuna, bu topraklar üstünde yaşayan insanlarına, demokrasimize saldıranlar karanlık erklerin koruyuculuğuyla iyiden iyiye çoğalmıştır. Ve son yıllarda halkı, demokrasiyi savunan gazeteciler, bir süredir cinayetlerle değil ama farklı saldırılar altında mücadele vermektedir. Bizler de dün olduğu gibi bugünde kalemin kılıçtan keskin olduğu şiarıyla hareket ederek, korkmadan, dimdik, mücadelemizi sürdüreceğiz. Kendisi de yıllar sonra haince katledilen Uğur Mumcu, Abdi İpekçi’nin ardından şöyle yazmıştı: ‘Abdi İpekçi niçin öldü, diye sormayın. Yarınlar için, yarınların özgürce yaşanması için öldü.’ Ölümünün 43. yılında Abdi İpekçi ve tüm basın şehitlerimizi saygı, sevgi ve özlemle anıyoruz.”
İlginizi Çekebilir